Kitap Alıntıları

KİTAP ALINTILARI

Kitap Adı: Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam
Yazar Adı: Ayten Altıntaş
Yayın Tarihi: 2022
ISBN: 9786052690444

Son yüzyılda teknolojinin ilerlemesine paralel olarak sağlık alanında da birçok gelişme yaşandı. Ancak tüm bunlara rağmen modern tıp, insan sağlığını koruma konusunda yetersiz kaldı.
Osmanlı'da doktor kelimesi yerine kullanılan hekim sözcüğü sağlığı koruyan anlamına gelmektedir. Yani hekimler hastaları iyileştirmekten ziyade, insanı hasta edebilecek unsurları tespit edip önlem almaya odaklanmışlardır. Bu yüzden Osmanlı'da sağlıklı bir yaşam için evler, kıyafetler, yemekler ve temizlik hekimlerin belirlediği kurallara göre yapılırdı.
Elinizdeki bu kitap, binlerce yıllık sağlıklı yaşam birikiminden beslenen, Osmanlı tıp kitaplarında yer alan, uygulanmış ve olumlu sonuçlar alınmış bilgileri anlaşılır bir şekilde sizlere sunmaktadır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 19 ]

Sağlıklı yaşamak konusunda günümüz tıbbının sık sık yenilenen öğütleri yanı sıra Çin Tıbbı, Hint Tıbbı, Tibet Tıbbı, Ayurvedik Tıp gibi pek çok eski öğretiler de izlenir olmuştur. Bu eski öğretilerin kuralları yaşam tarzı haline gelmiş, felsefelerini öğrenme çabaları artmıştır.
Osmanlı hekimlerinin sağlık kuralları aslında Eski Tıb'bın bir parçasıdır. Eski Tıp kendine has bir felsefe ve bilgi birikimine sahip ise de uygulamaları bugünkü tıbbı şekillendirmiştir.
Osmanlı tıp kitaplarının büyük kısmı nasıl sağlıklı yaşanır konusuna ayrılmıştır. Çünkü doktor yerine kullanılan hekim sözcüğünün anlamı öncelikle sağlığı koruyan demekti.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 23 ]

Osmanlı hekimlerinin "esbab-ı sitte-i zaruriyye" yani "zorunlu olan altı sebep" diye çevirebileceğimiz bu altı temel kural, sağlık konusunda bilinmesi ve uyulması gereken kurallardır.
Bu kurallar genel olarak;

    Hava ve havayla ilgili konular (mevsimler, yaşanan yerler, giyim, kuşam)
    Yenek içmek konusundaki tüm bilgiler
    Spor, hareket ve hareketsizliğin sağlığa etkisi
    Duyguların sağlığa etkisi
    Uyku ve onunla ilgili kurallar
    Vücutta kalıp atılamayan maddelerden kurtulmak için yapılacaklar ki burada; kusmak, müshille temizlenmek, lavman, kan aldırmak gibi yöntemler anlatılmaktadır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 25 ]

Her şey bu dört unsurun (hava, toprak, ateş, su) belli oranlardaki karışımıdır. Bu unsurlar bedende çok önemli fonksiyonları olan dört sıvı (hılt) oluşturmuşlardır. Hıltlar, insan vücudunda olan ve hayati özelliğe sahip ana unsurlardır.
İnsan vücudunda bulunan bu dört temel hılt (ahlat, humor, sıvık, cevher, sıvı unsur, etken sıvı, vb); Kan, Balgam, Safra ve Sevda'dır. Bu dört sıvı da kanın içinde bulunur. Osmanlı tıbbı bu dört etken sıvı üzerine kurulmuştur.
Sağlık, bu etken sıvıların dengeli hali, hastalıklar ise bu dengenin bozulmasıdır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 25 ]

Osmanli hekimi evreni bir "bütün" olarak düşünür ve evrendeki her şeyin "birlik" içinde olduğunu kabul ederdi.
Dünya ve içindeki insan bu sistemin dokuzuncu sırasında ve "Ay altı alemi" denilen bölgesindedir. Burada her şey dört temel maddeden meydana gelmiştir. Bunlar toprak, ateş, hava ve sudur. Bu dört unsur değişmez ve vazgeçilemezdir. Bu alemdeki her şey bu dört temel unsurun belli oranlarda karışıp birleşmesiyle oluşmuştur. Onun için bu dünyadaki cansızlar, canlılar ve tabidir ki insan da bu dört temel unsurdan meydana gelmiştir.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 26 ]

Dört hılt kan, safra, sevda ve balgam'dır.
Kan, bugünkü tanımladığımız vücudun en önemli beslenme unsurudur. Eski tıpta da aynı şekilde tanınır.
Safra, karaciğer tarafından yapılıp öd kesesinde toplanan sıvı maddedir.
Sevda, dalakta yapılan ve kana dökülen sıvı maddedir.
Balgam ise, beyinde yapılan beyaz sıvıdır.
Bu dört sıvı yiyeceklerin midede hazmedilmesi sonucunda meydana gelir, damarlara dökülerek kanla beraber bedenin her yerine yayılırlar.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 27 ]

Eski tıbba göre insanlar genelde "demevi", "safravi", "sevdavi" ve "balgami" mizaçtadır.
Demevi mizaç : Böyle insanlarda kan çoktur ve diğer hıltlara göre daha baskındır. Demevi mizaçlı kişinin yüzünün rengi pembe, beyaz, hatta kırmızıdır. Benzi ve dili kırmızı renkli ve idrarı kızılımsı bir renktedir.
Demevi mizaçlı kişinin bedeni sıcaktır, bedenin sıcaklığı hamamdan çıkan kişinin sıcaklığı gibidir. Bedeninde nahoşluk, hafif hafif terleme hisseder. Koldaki damarları hızla atar, boyun damarları doludur. Demevi mizaçlı kişinin ağzının tadı tatlımsıdr, gövdesinde çıbanlar ve sivilceler çıkar. Böyle insanların çok uykusu gelir, çok esner, gerinir ve gövdesi ağır olur. Kan alınacak yerler kaşınır, burnu sık sık kanar.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 37 ]

Hava rahatsız edecek kadar sıcak olduğunda öncelikle yapılması gereken; ellerin, ayakların ve yüzün soğuk su ile yıkanmasıdır. İkinci olarak soğuk nitelikli ilaçları koklamak gerekir. Soğuk nitelikli kokular gülsuyu, kâfur ve sandaldır. Bu kokular öncelikle ruhu daha sonra bedeni serinletir, sıcak havanın zararını giderir.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 39 ]

Osmanlı hekimlerine göre soğuk hava, çok da sert olmamak şartıyla tercih edilmesi gereken bir havadır.
Sağlıklı kişiler için soğuk hava faydalıdır. Soğuk hava bedeni pekiştirir, kuvvetlendirir, vücudun doğal ısısını artırır. Vücuttaki kötü maddeleri toplayıp dağıtır. Böylece şişler ve cerahatler azalır, ter çıkacak yerler, derideki gözenekler bağlanır, vücut nem kaybetmez ve sağlıklı olur.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 55 ]

İlkbaharda unutulmaması gereken bilgi; kışın vücuttan atılamayan zararlı maddelerin, sıcaklığın artması ile eriyip vücuda yayılacağıdır. Bu durum hastalıkları meydana getireceğinden baharın başında bunları bedenden temizlemek gerekir.
Bu temizlemenin en başında mümkünse kan alınması gelir. İlkbaharda bedende kan fazlalaşır, bu sebeple kan alınmasında sakınca yoktur.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 73 ]

Kış mevsiminde tabiatı soğuk gıdalardan sakınmalıdır. Kış mevsiminde taze balık etleri, süt, yoğurt gibi soğuk tabiatlı olan yiyeceklerden yememeye dikkat edilmelidir.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 76 ]

Yaşamak için yüksek, dağlık yerler tercih edilmelidir. Yüksek yerlerin havası ve rüzgarı soğuk olduğundan iyidir. Böyle yerlerde nefes almak kolay olur. Yüksek yerlerin havası insan bedenini kuvvetlendirir, yüzünün rengini düzeltir, iştahı artırır ve yaşlanmayı geciktirir.
Yerleşilen dağlık yerlerde şehir eğer doğuya, gün doğusuna açık olursa oranın havası sağlık için çok iyidir. Gün doğusundan esen rüzgarlar insan için iyi olduğundan böyle yerlerde yaşayanlar kuvvetli, gür sesli olurlar ve ömürleri uzun olur.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 92 ]

Ekmek ve etten sonra gelen iyi gıda ise tereyağıdır. Sadeyağ (sayağı) da tereyağın eritilmesi ile sütünün ayrılması ile hazırlanmıştır. Sütten veya yoğurttan yapılmış tereyağı beden için faydalı gıdaların başında gelir. Tereyağının hemen yanında yumurta da yer alır. Yumurta da iyi gıda olarak kabul edilen besinlerdendir; tek şart rafadan yumurta olmalıdır. Bunlar iyi ve hafif gıdalardandır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 107 ]

Sağlıklı bir insan bir iki gün üst üste ekşi yemekler yemişse üçüncü gün tatlı yemelidir ki; ekşilerin zararı giderilmiş olsun. Ya da bir iki gün üst üste tatlı gıdalarla beslenmiş ise arkasından bir iki gün ekşi yemekler yemelidir ki tatlının zararlarını giderebilsin.
Bunun gibi, bir iki gün tuzlu yemek yenmişse, ertesi günlerde bir iki gün yağlı yemekler yiyerek tuzun zararı giderilmelidir.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 118 ]

Öncelikle balıkla süt, yoğurt, yaş peynir ve yumurta bir arada yenmez. Bünyeyi bozar, vücutta kulunçlar meydana getirir hatta cüzzama bile sebep olur derler. Tuzlanmış balıklar ile tuzlanmış etler beraber yenmez.
Balık ile kavun veya balık ile incir beraber veya birbirinin peşinden yenmez. Çünkü abraş, bahak, baras denilen ciddi hastalıklara sebep olur. Balık üzerine ayva da yenmemelidir şişkinlik yapar ve kulunç hastalığına neden olur.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 125 ]

Akmayan, durgun su yaramaz sulardandır, kesinlikle içilmemelidir. Ağaçlık ve sazlıklar arasındaki durgun su içildiği takdirde dalağı şişirir, bütün iç organlara zararlıdır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 127 ]

Tuzlu ve fena suların düzeltilebilmesi de mümkündür. Gemi ile uzun yolculuğa çıkıldığında gemi limana yanaşmadan tatlı su biterse bu usule başvurulur. Gemiciler çoğu zaman bu usulü kullanırlar.
İmbik, su veya sulu maddelerin ısıtılarak buharlaştırılması ve buharlaşan suyun soğutulması ile tekrardan temiz bir sıvı elde etmek için kullanılan basit aletlerdendir.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 129 ]

Yemek yedikten sonra üzerine su içmek de doğru değildir. İçilen su midenin altına iner ve yemek suyun üzerinde kalarak su ile yemek birbirinden ayrılır. Bu da hazımsızlığa sebep olur.
Yemek sırasında ve yemekten hemen sonra susuzluğa biraz sabrederek yemeğin mide altına inmesi beklenmelidir. Şayet susuzluk çok bastırırsa birazcık soğuk su ağza alınıp yavaş yavaş yenilip yutulmalıdır. Zira hararet kesmede soğuk su uygundur ve mideyi derleyip toparlar, hazma da yardımcı olur.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 131 ]

Uykudan uyanınca su içilmez. Uykudan uyanıldığında susamış olunsa bile su içmek çok zararlıdır. Zira sinirlere zarar verir, titreme getirir ve karında su birikmesi çok olur. Yalnızca sıcak mizaçlı kişilere daha az zararlıdır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 161 ]

Ata binmek eğer dengeli ve ölçülü yapılırsa tüm bedenin sporudur ve tüm bedeni besler ve takviye ederek atılamayan maddelerin ayrışması ve atılmasını sağlar. Ata binmek bedeni gerektiği kadar kızdırır, bu da faydalı olmayan maddeleri çözer ve ayırır. Özellikle hastalıktan yeni kalkan kimselere uygundur, hastalıkla bedende oluşan ve atılmadan kalan maddelerin atılması sağlanır.


[ Osmanlı Tıbbında Sağlıklı Yaşam ] [ Ayten Altıntaş ] [ Sayfa 193 ]

Yüzükoyun ve karın üstü uyumak iyi değildir. Eski tıp kitaplarında yüz üzerine uyumanın gözlere zararı olduğu, göğüs ağrısı yaptığı, diş etlerini çürüttüğü ve baş ağrısı yaptığı belirtilir. Bu şekilde uyumaya alışılmamalıdır.

Scroll to Top