Kitap Alıntıları

KİTAP ALINTILARI

Kitap Adı: İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri
Yazar Adı: Aliya İzzetbegoviç
Yayın Tarihi: Kasım 2022
ISBN: 9786257014076

Bir halkın yükseliş ve düşüşünün sebepleri her zaman karmaşık ve çok yönlüdür. Bu sebeplerden sadece bir kısmı ölçülebilir niteliktedir ve bu şekilde analiz ve keşfe açıktır. Diğer nedenlerse insanların kalplerinde ve iradelerinde gizli olduğu için erişilemez ve izah edilemezler.
Hayatını, İslamiyet'i bir hayat nizamı olarak kalplere nakşetmeye adamış büyük devlet adamı Aliya İzzetbegoviç, İslami Yeniden Doğuşun Meseleleri'nde İslami uyanışımızdaki yanlışlara dikkat çekiyor.
İslamiyet'in salt teolojik bir yaklaşımdan ibaret olmadığını, dinî mesajlar vererek kutsallaştırıp sonrasında da putlaştırılamayacağını tarihi gerçeklerle ortaya koyuyor.
İslam'ın dış dünyayı düzenleme ve değiştirme rolünün unutulup, geleneksel ve folklorik bir zaviyeden ele alınışıyla Müslüman toplumların, barbarlar için nasıl kolay bir av haline geldiğini gösteriyor.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 25 ]

İslam; Allah'a iman, namaz, cemaat, oruç, zekât ve hac kanalıyla insanların beraber mücadele ettikleri, birlikte acı çekip birlikte sevindikleri ve belki ulaşılamaz olsa da durmaksızın peşinden gidilecek hedef olarak tüm insanların refaha ulaşmasını belirleyen, dayanışma içerisinde bir toplum yaratmayı amaçlıyor.
Diğer taraftan günümüzde İslam ülkelerinin çoğundaki gerçek görüntü ise; toplumun fakir köylüler, bencilce yaşayan zenginler ve kendi memleketlerinde birer yabancıya dönüşen aydınlardan oluştuğuna işaret ediyor.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 32 ]

Sırf İslam dünyasında karşımıza çıktı diye karşılaştığımız her şeyin İslami, yani Kur'an'ın prensipleri çerçevesinde bir yaşam biçimi olduğunu zannetmekten daha büyük bir yanılgı olamaz.
Bu tespit, konu Müslüman kadınlar olduğunda daha da doğrudur.
Şeriat aynı olmasına rağmen tarih boyunca ve günümüzde de Mağrip'ten Yakın Doğu ve Orta Doğu'ya, oradan Pakistan ve Endonezya'ya tüm ülkelerde Müslüman kadının yeri oldukça farklıdır.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 33 ]

İslam, kaynaklarında yazılı olduğu şekildedir; fakat pratiğe döküldüğünde, o aynı zamanda bizim olmasını istediğimiz ve İslami prensiplerle hareket eden kalbimiz ve aklımızın ortaya çıkarabildiği şekildedir.
Bu nedenle İslami prensipler üzerinden ilerleyerek gelecekte Müslüman kadınların yerini insan onuruna ve İslami yeniden doğuşun gereklerine göre şekillendirebiliriz.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 36 ]

Esasında Avrupa toplumu eş zamanlı olarak iki zıt felsefenin etkisi altında şekillenmiştir.
Derin bir cinsellik karşıtlığı içeren Hristiyanlık ve "dünyaya bir defa gelindiği için hayatın tadının çıkarılması gerektiği" yönündeki materyalizm.
Hristiyanlığın sunduğu alternatif ulaşılamaz olduğu için; pratikte, açıkça itiraf edilmese de ikinci seçeneğin galip geldiği görülmüştür.
Diğer bir çok hususta olduğu gibi İslam, cinsel hayat meselesinde de orta yolu aramış ve bulmuştur.
O, mümkün olan şeylerin felsefesiydi ve öyle kaldı.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 36 ]

İslam, kadınların eşitliğinden yana mıdır?
Cevap, hem evet hem de hayır.
Eğer kadın etik, ahlâkî ve insânî sorumlulukların taşıyıcısı olarak aynı ve eşit değerde bir şahıs olarak değerlendiriliyorsa, evet.
Eğer bu, eşitliğin Avrupa'da genel olarak anlaşıldığı şekliyle, kadının aile ve toplumdaki fonksiyonunun eşitlenmesi anlamına geliyorsa, hayır.
Birbirine üstünlük, sadece aynı cinsten şeyler arasında mümkündür. Kadınlar ne üst ne de alt seviyededir. En basit ifadeyle kadın erkekten farklıdır; bu nedenle de mukayese mümkün olmadığı gibi, bununla birlikte hangisinin üstün olduğu sorusu da mantıksızdr.
"Kalp mi daha mühimdir akciğer mi" sorusu anlamsızdır. Bu organların her biri kendi fonksiyonları açısından eşsizdir ve tam da farklı olmaları nedeniyle birbirleriyle münasebetlerinde özel bir değere sahiptirler.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 37 ]

Eğer İslam'da sözde bir kadın meselesi varsa, bu meselenin çözümünün adı annedir.
Kadınların bağımsızlığı ve eşitliği adına bu çözüme karşı çıkanlara şöyle cevap vermek gerekir; İslam kadını alçaltmıyor, ama siz anneliği alçaltıyorsunuz.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 39 ]

Evindeki kadın anne olmanın yanı sıra aynı zamanda eştir. Bununla birlikte belirli bir açıdan sağlıkçı, aşçı, pediyatr, diyetisyen, hijyenist, pedagog, ev ekonomisti, terzi, çiçekçi ve dekoratördür.
Bazıları bunu "ev mühendisi" diye tanımlar.
Kadınlara "ne pahasına olursa olsun özgürlük" telkininde bulunarak, fabrikada çalışan kadın işçinin yaptığı işin ev hanımının yaptıklarından daha yaratıcı ve daha az monoton olduğu yanılgısını nasıl sürdürebildiler?
Bunu açıklamak hiçbir zaman mümkün olmayacak.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 53 ]

Beni de gençliğimde meşgul eden ve dünyadaki tüm devrimlere potansiyel bir taraftar kılan hukuki, toplumsal, ekonomik, siyasi ve diğer problemlerin tamamı için tek gerçek çözümün "insanın terbiyesi" olduğunu, her şeyin ya da neredeyse her şeyin bununla alâkalı olduğunu anlamak, ruhumda Kur'an'ın nasıl olup da insan hayatının tüm sorularına cevap vermeyi başardığına ilişkin gizemi çözdü.
Birden, Kur'an'ın insanın toplumsal ve siyasî hayatına ilişkin tüm somut problemleri için hazır çözümler, tabiat ve tabiat olaylarına ilişkin bilimsel gerçekler ihtiva etmediğini, ihtiva etmesinin de gerekmediğini anladım.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 61 ]

İnanç mantığın ürünü değildir, fakat onunla çelişmez de.
Bilim ve bilgi inancı yargılayamaz ya da bir inancı oluşturamazlar; fakat bir inancı zenginleştirebilir ve hissettiğimiz huşû ve ona duyduğumuz hayranlığı mukayese edilemez bir şekilde genişletebilirler.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 72 ]

Konu iman olunca, genellikle insanları inananlar ve inanmayanlar olarak ikiye ayırırız. Bu ayırım işleminin çok yüzeysel ve oldukça basit olduğuna dikkat edelim. Burada sayıca açık arayla en büyük olan üçüncü kategori atlanmıştır.
Bunlar, kendini mümin addeden ve o şekilde tanımlayan, fakat gerçekte inançlı olmayanlardır.
İşte bunlar Allah'a az ya da çok ibadet ederler, bayramları kutlarlar, dinî sembol ve âdetlere iştirak ederler; fakat korkudan savaş meydanından ilk kaçanlar onlar olduğu gibi, ticarette büyük bir soğukkanlılıkla diğerlerini aldatan, vicdan azabı duymaksızın başkalarının emeği üzerinden geçinen, içip eğlenenler de onlardır.
... Bu tür insanların karakterlerinin baskın yönü korkudur. Ölüm korkusu, malını ve makamını yitirme korkusu, iktidar veya güç sahiplerine yakınlığını yitirme korkusu.
Çok sayıdaki bu korkular arasında tek bir korku eksiktir: Allah korkusu.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 123 ]

Müslüman ülkelerdeki İslami kurumlar ve onun üst düzey temsilcileri, vazifelerini ifa konusunda her türlü bağımsızlıklarını yitirdiler. İslami düşünce ve İslam'ın menfaatlerinin müdafileri değil, iktidardaki rejimin memurları konumundalar.
... Günümüz İslam dünyasındaki hayat, İsa (a.s.) gelişi esnasındaki Yahudi halkının vaziyetini hatırlatıyor. Dinin şeklî yönü tatbik edilirken ruhu büsbütün ortadan kalkmış durumda.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 125 ]

Eğer eğitimli ve sinsi düşman, Müslümanları zayıflatmanın ve aciz bırakmanın en kolay yolunun ideolojik ve manevi yönelim bozukluğu yaratmak, anlaşmazlık ve şüphe tohumları ekmek olduğunu anladıysa, o halde bizim ne yapmamız gerektiği gayet açıktır.
Sarsılmış haldeki dini tahkim edelim, İslam'a güveni inşa edelim, gençlerimizin ruhları için mücadele edelim, okulları ve basını yabancıların ellerinden alalım, her yerde toplumsal bilinç, sorumluluk, uyum ve birlik inşa edelim, saflarımızı sıklaştıralım.
Kısaca ifade etmek gerekirse, kelimenin en kapsamlı ve en güçlü anlamıyla organize olalım.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 145 ]

Kur'an'a bakıldığında, İslam'ın her şeyden önce ve her şeyin üstünde iki şartı var.
Birincisi iman etmek, ikincisi iyilik yapmak.
Eğer biri bunun, yani iyiliğin bir şekilde belirli bir kalıba sokulup namaz, oruç ve zekâta indirgenebileceğini düşünüyorsa, o kişi İslam'a büyük bir kötülük ediyor ve her şeyden önce kendine de büyük zalimlik ediyor demektir.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 148 ]

Bu nedenle biri bana sorduğunda, özellikle de çocuğum bana "İslam nedir" diye sorduğunda, "Allah'a inanmak ve salih amel işlemek" diyeceğim.
Ondan sonra namaz, oruç ve hacdan bahsedeceğim ve nihayetinde bunların ibadet olduğunu söyleyeceğim.
Bunlar ancak, ruhun Allah inancıyla ve davranışların da iyiliklerle doluysa o zaman dinin bir parçasıdır. Eğer öyle değilse, bu ibadetler tıpkı diğer boş inançlar gibi anlamsızdır.


[ İslamî Yeniden Doğuşun Meseleleri ] [ Aliya İzzetbegoviç ] [ Sayfa 165 ]

Halk ile halkın elitleri arasındaki ikilik başka yerlerde de mevcuttu, fakat bunun Müslüman toplumlarda vuku bulduğu ölçüde bir örneğine insanlık tarihinde rastlamak mümkün değildir.
... Bunun iki temel nedeni var.
Birincisi, sömürgeciler iktidarı teslim etmek zorunda kaldıklarında bunu kendi manevî talebelerine, yabancılaşmış Batılı aydınlara bırakmayı tercih ettiler.
İkinci ve çok daha anlamlı neden ise, egemen sömürgecilerden miras kalan eğitim sisteminde yatar ki bu, bağımsızlığını kazanan bir halkın istikametini şaşırtmak için kurulan, tarihin gördüğü en büyük ve en kalleş tuzaktır.
Müslüman metropollerindeki envai çeşit Fransız, İngiliz ve Amerikan kolejleri, muazzam birer "Denyen hediyesi" olarak ortaya çıkmadılar mı?

Scroll to Top